Midye tatlısı hem şerbetli tatlı sevenler için hem de şeklinin güzelliğiyle hoş bir tatlı. Şerbet döktükten birkaç saat sonra diyorum ama döktükten birkaç dakika sonra da tadı gayet güzel oluyor.
Hamur için
1 çay bardağı süt1 çay bardağı yoğurt1 çay bardağı sıvıyağ1 adet yumurta1 yemek kaşığı sirke1 çay bardağı buğday nişastası1 paket kabartma tozu1 çay kaşığı tuzYaklaşık 3-4 bardak un İç Malzemesi:Ceviz
Şerbeti:3 su bardağı şeker2.5 su bardağı suÇeyrek limon suyuBir fiske tuz
Hamuru açmak içinBuğday nişastasıÜzeri için 100-150 g eritilmiş tereyağı
Yapılışı:Sıvı malzemeleri bir kaba alıp karıştırılır.Un, nişasta, kabartma tozu eklenir ve kulak memesi yumuşaklığında hamur yoğurulur.Hamur 10-12 parçaya bölünürYarım saat kadar hamur dinlendirilirNişasta serpilerek bezeler tabak büyüklüğünde açılır ve üst üste yoyarken yine nişasta serpilir.
Midye Tatlısı
Hepsi üstüsteyken oklava veya merdaneyle açmaya devam edilir. Uç kısmından başlayarak silindir şeklinde yuvarlanır. Rulo birer parmak eninde dilimlere kesilir Her bir parça avuç içi büyüklüğünde açılır. İçlerine ceviz konur ve börek gibi kapatılır ama ağız kısmını kapatmaya gerek yok. Tepsiye dizilir ve üzerineeritilmiş tereyağı sürülür 200 dereceönceden ısıtılmış fırında iyice kızarana kadar pişirilir Şurup hazırlanır. Şurup sıcakken soğuyan tatlının üzerine dökülür..
midye tatlısı
Birkaç saat dinlendilten sonra servis edilir.Afiyet olsun
Bonbon şekerler olur; sütlü ve kahveli, şekerin karamelize olmuş tadı gelir ağıza... işte o tadın süt ile buluşmuş ve yumuşak şekli, uzun süre dayanan ve kaşık kaşık yenecek "tatlı krizi tatlısı"... Pelinimin yaptığı gibi küçük kibar pancake lerle yapamasamda sade kıtır kurabiyelerle de fena olmuyor, hele kaşıklamak harika oluyor, tencerenin dibi ve tencerenin süt reçeli ile kesiştiği bölümdeki lezzet de anlatılmaz, yaşanır...
Malzemeler
2 kilo süt
1,5 bardak toz şeker
1 çay kaşığı karbonat
Süt Reçeli
Yapılışı
Süt tencereye konur ve kısık ateşte kaynamaya başlayınca şeker ilave edilir ve karıştırılır.
Şeker eridikten sonra karıştıra karıştıra karbonat ilave edilir, taşmaması için yavaşça karıştırmaya devam edilir.
Üzerinde oluşan köpükler alınır, sütün rengi değişmeye başlayınca ve üzeri göz göz olmaya başlayınca ocaktan alınır ve soğumaya bırakılır.
Soğudukça kıvamlaşır.
Pastada, kahvaltıda, atıştırmalıklarda kullanabileceğiniz süt reçeli hazır,
365 günden birine adını vermiş,
sevgili günü,sevgililer günü, sevenlerin günü. Hergün sevdiğinin kıymetine
bilene hatırlanası bir gün olmuş, yıl boyunca unutanlara bir gün hatırlamaya
yetmiş.
Hayatta en güzel duygudur sevgi,
sevginin her çeşidi, mutluluğun yalın hali… Mutluluk uçan kuşsa gökyüzünde
sevgi kuşun minicik yüreğine konmuş.
Böyle bir günde neler neler söylemek
istenmez ki sevginin her dilini bilen özümseyen hisseden biri olarak. Hep
derler ya “çocuklara sevgini söyleyeceksin, çocuklar somut zeka düşündükleri
için söylemek gerek” diye, büyüyünce de herhalde sevginin hep somut halini
arıyoruz, belki de kalbimizin o kısmı hep somutluk istiyor, söylediğimizde hiçbir
şey eksilmeyecek, her söylediğimizde çığ gibi büyüyecek o sihirli söz “seni
seviyorum” diyorum, kalbimin en değerli insanlarına…
Sizlerle güzel şiirler şarkılar,
güzel sözler paylaşmak istiyorum bu güzel günde; ilk Can Yücel in şiiri. Şiirde tarafsız
sevmeyi,sevginin sevene ait olduğunu ve sevginin vazgeçilmezliğini anlatan bir
şiir
Can Yücel-Senin için yasak dediler...
senin için yasak dediler
-yasaklar çiğnenmek içindir dedim..
senin için imkansız dediler
önemli olan ..
imkansızı başarmak dedim...
senin için olmaz dediler
- dünyada olmayacak şey yok dedim...
senin için zor dediler.
- kolay olsaydı değeri olmazdı dedim...
onda bulduğun nedir ki dediler.
herkeste arayıp bulamadığım dedim...
senin için o ne dediler.
- hayattaki gülen yüzüm dedim...
ona öyle nasıl bağlandın dediler.
- ben değil o ''bağladı'' dedim...
o da senin gibi sevdimi dediler.
- işte cevap veremediğim tek şey buydu...
eğer bunu bilmiyorsan vazgeç dediler.
- ''vazgececek olsaydım sevmezdim'' dedim...
Can Yücel
Bazen bir gülüş, bazen bir buğulu göz, bazen uyuyan
bir güzelliği seyretmek bazen ellerinden en kötü yemeği bile dünyanın en leziz
yemeği gibi yemektir sevgi, Ümit yaşar
Oğuzcan’ın dediği gibi…
Ümit Yaşar OĞUZCAN-Sevi Şiiri
SEVİ ŞİİRİ
Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili
Ben senin en çok ellerini sevdim
Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak
Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil
Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil
Ben senin en çok gülüşünü sevdim
Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
Unutturur bana birden acıları, güçlükleri
Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman
Ben senin en çok davranışlarını sevdim
Güçsüze merhametini, zalime direnişini
Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini
Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini
Ben senin en çok bana yansımanı sevdim
Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Bazı sevgiler vardır aşk diler sevgiliden, zamanlama
yanlıştır, ortam yanlıştır, yaş yanlıştır bağışla der sitem ederek hayata isyan eder sevgiye… Aziz
Nesil’in güzel şiiri ile dillenir
Aziz Nesin-Bağışla
Bağışla
Ya zamanından çok önce gelirim
Dünyaya geldiğim gibi
Ya zamanından çok geç
Seni bu yaşta sevdiğim gibi
Mutluluğa hep geç kalırım
Hep erken giderim mutsuzluğa
Ya herşey bitmiştir çoktan
Ya hiçbir şey başlamamış
Öyle bir zamanına geldim ki yaşamın
Ölüme erken sevgiye geç
Yine gecikmişim bağışla sevgilim
Sevgiye on kala ölüme beş
Aziz Nesin
Sevgililer gününde Aşık Veysel'siz bir şiir demeti olur mu, gönül gözüyle
sevdiğini görenlere…
Aşık Veysel- Eğer görsem idi göz ile seni
Eğer Görsem
İdi Göz İle Seni
Sen bir ceylan olsan ben de bir avcı
Avlasam çöllerde saz ile seni
Bulunmaz dermanı yoktur ilacı
Vursam yaralasam söz ile seni
Kurulma sevdiğim güzelim deyin
Bağlanma karayı alları geyin
Ben bir çoban olsam sen de bir koyun
Beslesem elime tuz ile seni
Koyun olsan otlatırdım yaylada
Tellerini yoldurmazdım hoyrada
Balık olsan takla dönsen deryada
Düşürsem toruma bez ile seni
Veysel der ismini koymam dilimden
Ayrı düştüm vatanımdan ilimden
Kuş olsan da kurtulmazdın elimden
Eğer görsem idi göz ile seni
Aşık Veysel Şatıroğlu
Bazı sevgiler hiç
başlamaz, belki de sevgiye yaşanacaklara güçleri yoktur.
Murathan Mungar-İstersen hiç başlamasın
İstersen Hiç
Başlamasın
İstersen hiç başlamasın
Bu hikaye eksik kalsın
Onca yaraların ardından
Yeni bir aşk yaratamazsın
Örselenmiş bir çocukluk
İşte benim bütün hikayem
Kaç sevda geçse de yüreğimden
Bu yıkıntıları onaramazsın
İstersen hiç başlamasın
Geç kalmışız birbirimize
Yanlış kapılarla geçmiş bunca yıl
Dönemeyiz artık ilk gençliğimize
İstersen hiç başlamasın
Söz verelim kendimize.
Murathan MUNGAR
Ve çoğu zaman favori şiirim bir kadınla bir erkeğin
sevgisini anlatan şiir. Bana göre kadının ruhunu anlayan şair ve Nazım’ım…
BİR AYRILIŞ HİKAYESİ
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya
çıldırasıya...
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kadın erkeğe dedi ki:
-Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
Ve ben artık
biliyorum:
Toprağın -
yüzü güneşli bir ana gibi -
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
değil!
Sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak..
Sen
yürümelisin,
beni bırakarak...
Kadın sustu.
Sarıldılar
Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...
Ayrıldılar...
N.Hikmet
Tahirle Zühre meselesini yazmadan geçemeyeceğim, kim olursan ol yeter ki sevgiyi yüreğinin derinliklerinde hisset...
Nazım Hikmet-Tahirle Zühre Meselesi
TAHİRLE ZÜHRE MESELESİ
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
yani yürekte.
Meselâ bir
barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak
da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Seversin
dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak
da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Nazım Hikmet
Aslında sevginin her rengini anlatan o kadar çok şairlerimizin şiirleri var ki... her yürek kendi desenini çizmiş şiirlere, her şiir name olmuş sevgilere. Bazı şarkılar vardır alır götürü insanı başka bir yere, sevdiğim şarkıları da bu günde paylaşmak istedim sizlerle.
Yazımın başlığı ve Zuhal OLCAY-Pervane
Bana Ellerine ver, hayat seni sevince güzel
yoluna adadım ömrümü ben, gel kaçma güzel...
Hiç bıkmadan dinleyeceğim ve dinlerken beni büyüleyen büyük yorumcu Özdemir Erdoğan
Geçmiş değil bugün gibi sen hep benim yanımdasın... Grup Gündoğarken Sen benim Şarkılarımsın...
Bu aralar bir mobilya reklamındaki sarkıyı çok hoşuma giderek izliyorum, reklam değilde bir klip izler gibi. Iyeko-Simply Falling
You show me love, you show me love/Bana aşkı göster, bana aşkı göster
You show me everything my heart is capable of/Kalbimin yapabileceği her şeyi göster bana
Son bir sevgililer günü müziği daha paylaşmak istiyorum; Lara Fabian- Jet'aime. Seni seviyorum, seni seviyorum
deli bir insan gibi bir asker gibi
sinemadaki bir star gibi
seni seviyorum, seni seviyorum
kurt gibi, kral gibi
olmadığım bir adam gibi
işte seni böyle seviyorum
Şarkı sözleri de şiirlerin tınısını ne güzel yüreğine vuruyor insanın... hangi dilde olursa olsun...
Bu kadar şiir ve şarkıdan sonra romantizm dolu, mutlu, kalbinizin sevgiyle dolup taşacağı bir sevgililer günü geçirmeniz dileğiyle
Fondü kaplarının altında tealight mum yanınca fondüyü sıcak tutuyor, fondü kabında yemek ayrı bir tat veriyor, hele bitmesine yakın çikolata hafif katılaşıp dibi tutunca harika oluyor...
Malzemeler
1 parça (200 gram kadar) sütlü kuvertür çikolata
1 çay bardağı süt
½ çay bardağı toz şeker
½ kilo çilek
2 adet muz
Yapılışı:
Kuvertür çikolata **bain-marie usulü eritilir
Süt ve şeker eklenip ısınana kadar buharda bekletilir
Tabağa çilek ve muz doğranır, küçük kaselere eritilmiş çikolata karışımı
konur, kase tabağa yerleştirilir
Çatala meyve batırılır, sonra çikolata karışımına batırılıp afiyetle yenir **benmari usulü: Direk ateşe temas etmemesi gereken yiyecekleri eritme veya ısıtma yöntemidir. Kaynayan su üzerine başka kap yerleştirilir, buharıyla çikolata eritilir)
Borani yaparken kullanılan tuzlu yoğurt Hatay Bölgesine has, kıvamlı ve tuzlu bir yoğurttur. Tuzlu yoğurt bulamazsanız süzme yoğurtla da yapabilirsiniz, yalnız
lezzeti daha farklı olur, tuzlu yoğurdun çok hafif ekşimsi kekrek bir tadı olur ve boraniye ayrı bir tat verir.
Malzemeler:
Yarım kilo tuzlu yoğurt
Yarım kilo kuşbaşı et
Yarım kilo ıspanak
¾ çay bardağı ayçiçeği yağı
1 su bardağı pirinç
Kuru nane
Pul biber
Tuz
Yapılışı:
Tencerenin içine sıvıyağ ve et konur, kavrulana kadar
pişirilir
4 bardak kaynar su ve tuzlu yoğurt kavrulan etin
içine konur
Pişen etin üzerine pirinç eklenir ve pirinç tam
pişmeden ıspanak konur, pişince ocak kapatılır
Tavada ayçiçeği yağı kızdırılır, nane ve pul biber
yağa eklenir, nane-pulbiber karışımı pişen yemeğin üzerine eklenir
Yılan balığı çok yağlı bir balık, bol
miktarda omega yağ asitleri (EPA, DHA) içeriyor, yağı ağır gelmez diyorsanız
bir kere soğuk suyla şoklamanız yeter, ama ağır gelirse soğuk suyla şoklama
işlemini birkaç kere tekrarlaya bilirsiniz, yanında istediğiniz sebzeyle veya
garnitürle beraber servis edebilirsiniz.
Malzemeler:
Temizlenmiş derisi soyulmuş yılan balığı
Domates
Roka
Limon
Soğan
1 büyük kase buzlu su yada soğuk su
Tuz
Yapılışı:
Yılan
balığı temizlenip soyulduktan sonra 3-4 parmak eninde parçalara bölünür
Döküm tava ısıtılır, balıklar üzerine konur ve her tarafı kızarıncaya kadar
pişirilir
Kızaran balıklar alınır, soğuk suya daldırılır, çıkarılır ve tekrar döküm
tavaya konup pişirilir
Kızaran balıklar tekrar soğuk suya daldırılır ve döküm tavaya konup
pişirilir, üzerine tuz serpilir
Servis tabağına konur, soğan, limon, domates, roka ile beraber servis
edilir